ANAYASA MAHKEMESİ’NİN 26.10.2023 TARİH ve E.2023/81, K.2023/184 SAYILI KARARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Bilindiği üzere idari yargılama usulünde “istinaf” ve “temyiz” olmak üzere iki tür olağan kanun yolu bulunmaktadır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (İYUK) 45/1 maddesinde yer alan düzenlemeye göre; “İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda farklı bir kanun yolu öngörülmüş olsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz.”

Kural olarak idare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen bütün kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurmak mümkündür. Ancak konusu 5 bin Türk Lirası’nı geçmeyen davalar bu kuralın istisnasını oluşturmaktadır. Yani konusu 5 bin Türk Lirası’nın altında kalan davalar hakkında idare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararlar kesin olup bu kararlara karşı istinaf kanun yoluna başvurmak mümkün değildir.[1]

Kanunda öngörülen 5 bin TL şeklindeki parasal sınır, Maliye Bakanlığı tarafından her yıl belirlenen yeniden değerleme oranına göre artırılmaktadır. 2023 yılı için istinaf sınırı 20 bin TL’dir.

Yeniden değerleme oranına göre her yıl artırılacak olan parasal sınırın davanın açıldığı tarihteki parasal sınır mı yoksa mahkemenin karar verdiği tarihteki parasal sınır mı olacağı hakkında İYUK’ta açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Uygulamada idari yargı yerleri, davanın açıldığı tarihteki parasal sınırı değil kararın verildiği tarihteki parasal sınırı kabul etmektedir. İdari yargı yerlerinin bu uygulaması, açıldığı tarih itibariyle istinaf kanun yoluna başvurulabilecek bir davanın mahkeme kararının verildiği tarihte istinaf sınırının altında kalmasına ve kanun yollarına başvuru hakkı bakımından ihlallerin yaşanmasına yol açmaktadır.

Anayasa Mahkemesi, 26 Kasım 2023 tarihinde vermiş olduğu kararla[2], 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 45/1 maddesinde yer alan “konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerince verilen kararlar kesin olup, bunlara karşı istinaf yoluna başvurulamaz.” cümlesini, kanunilik kriterini sağlamadığı gerekçesiyle iptal etmiştir. 

Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçesi özetle şu şekildedir: “İstinafa tabi kararların belirlenmesine ilişkin parasal sınırın her yıl güncellenmesi nedeniyle hangi tarihteki parasal sınıra göre istinaf kanun yoluna başvurulabileceğinin kanunda belirli bir açıklıkta ve öngörülebilir bir şekilde düzenlenmesi gerekir. Ancak kurallarda veya farklı mevzuatta bu konuda açık bir düzenleme bulunmamaktadır. İstinaf kanun yoluna başvuru açısından hangi tarihteki parasal sınırın esas alınacağının açık, net ve tereddüde yer vermeyecek şekilde düzenlenmemesi nedeniyle kuralların kanunilik şartını taşımadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı, kanun yollarına başvuru hakkına ilişkin uygulamada yaşanan büyük bir sorunun giderilmesi bakımından son derece olumlu bir gelişmedir. Nitekim Anayasa Mahkemesi, 26.07.2023 tarihinde vermiş olduğu bir başka kararda[3], İYUK’un 46’ncı maddesinde temyiz başvurularına sınır getiren “konusu 100 bin Türk Lirasını aşan” ifadesini de aynı gerekçelerle iptal etmiştir. Bu iptal kararları ile birlikte Anayasa Mahkemesi, kanun yollarına ilişkin idari yargılama usulündeki önemli bir soruna dikkat çekmiştir.

Ancak önemle vurgulamak gerekir ki Anayasa Mahkemesi’nin bu iptal kararı, tek dereceli yargılamanın anayasaya aykırı olduğu anlamına da gelmemektedir. Kararda vurgulanan husus, istinaf kanun yolunu kapatan parasal sınırın hangi tarihteki parasal sınır olacağı noktasında kanunda bir açıklık olmamasıdır. Anayasa Mahkemesi’ne göre, parasal olarak belli bir meblağın altında kalan uyuşmazlıklara ilişkin davalarda verilen kararlara karşı kanun yollarının kapatılması, yani parasal olarak belli bir meblağın altında kalan uyuşmazlıklara ilişkin davaların tek dereceli olarak görülmesi, tek başına mahkemeye erişim hakkının (hükmün denetlenmesini talep etme hakkının) ihlal edilmesine yol açmamaktadır.[4]

Anayasa Mahkemesi, iptal kararının yaratacağı hukuksal boşluğu kamu yararı ihlal edecek nitelikte görmüş ve iptal kararının 9 ay sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir. Yani söz konusu iptal kararı 21.09.2024 tarihinde yürürlüğe girecektir. Yani 21.09.2024 tarihine kadar yasama organının, istinaf kanun yoluna ilişkin parasal sınırın hangi tarihteki parasal sınır olduğunu açık bir şekilde belirten yasal bir düzenleme yapması gerekmektedir.

Kanımızca bu iptal kararı sonrasında yasama organı tarafından yeni bir düzenleme yapılacak olması, istinaf kanun yoluna dair getirilen parasal sınıra ilişkin uygulamadaki başka bir sorunun da ortadan kaldırılması bakımından fırsat olarak değerlendirilmelidir.

Bilindiği üzere istinaf kanun yoluna idare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen nihai kararlara karşı başvurulabilmektedir. İstinaf kanun yoluna konu olabilecek nihai kararlar ise uyuşmazlığın esasına ilişkin olabileceği gibi usule ilişkin de olabilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği İYUK’un 45/1 maddesindeki parasal sınır, uyuşmazlığın esasına ilişkin olmasına rağmen uygulamada mahkemeler, bu parasal sınırın altında kalan davalarda verilen usule ilişkin nihai kararları da kesin ve kanun yolu kapalı olarak vermektedir. Davanın usulden reddine dair kararlara karşı ilgisine göre istinaf veya temyiz kanun yoluna başvurulabileceğine dair İYUK’un 15/4 maddesindeki açık düzenlemeye rağmen idare ve vergi mahkemeleri, davanın reddine dair kararların usule ilişkin mi yoksa esasa ilişkin mi olduğu ile alakalı bir ayrım yapmaksızın konusu istinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kalan bütün davalarda nihai kararlarını kesin olarak vermektedir. İdari yargı yerleri tarafından kabul edilen bu uygulama, davası usulden (örneğin süresinde açılmadığı gerekçesiyle) reddedilen kişilerin mahkemeye erişim hakkı (hükmün denetlenmesini talep etme hakkı) bakımından büyük mağduriyetlerin yaşanmasına yol açmaktadır. İYUK’un 15/4 maddesi açık bir şekilde, davanın usulden reddine dair kararlara karşı, herhangi bir parasal sınır olmaksızın, ilgisine göre istinaf veya temyiz kanun yollarına başvurulabileceğini güvence altına almışsa da uygulamada idari yargı yerleri İYUK’un bu maddesindeki düzenlemeyi dikkate almamaktadır. Bundan dolayı, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen iptal kararı sonrası İYUK’un 45/1 maddesinde yapılacak olan yeni düzenlemede, istinaf kanun yoluna ilişkin parasal sınırın, sadece uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai kararlar bakımından geçerli olacağının açık bir şekilde düzenlenmesi, uygulamada yaşanan mağduriyetlerin ortadan kalkmasına katkı sağlayacaktır.


[1] Bunun dışında İYUK’ta ivedi yargılama usulüne tabi davalar ile merkezi ve ortak sınavlara ilişkin yargılama usulüne tabi davalarda ilk derece mahkemeleri tarafından verilen kararlara karşı doğrudan temyiz kanun yoluna başvurulabileceği düzenlenmiş olup bu yargılama usulüne tabi davalarda verilen kararlara karşı da istinaf kanun yoluna başvurulması mümkün değildir. Ancak konusu İYUK’un 45/1 maddesinde öngörülen parasal sınırın altında kalan davalarda verilen kararlara karşı bütün kanun yolları kapalı olup bu kararlara karşı ne istinaf ne de temyiz kanun yoluna başvurmak mümkündür.

[2] AYM, E.2023/81, K.2023/184, Karar Tarihi: 26.11.2023.

[3] AYM, 2023/36, K.2023/142, Karar Tarihi: 26.07.2023

[4] AYM, E.2022/135, K.2023/30, Karar Tarihi: 16.02.2023.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Call Now Button